Yıldız Holdi̇ng, 6,5 Mi̇lyar $’Lik Borcun Altından Kalkabi̇lecek Mi̇?

1917 yılında Rusya’da gerçekleşen Bolşevik Devrimi’nden sonra Kırım’dan Türkiye’ye göç eden binlerce Türk asıllı aileden birinin iki çocuğu olan Asım ve Sabri Ülker, erken yaşlarda kendilerini İstanbul’un zorlu yaşam savaşının içinde buldular. İki kardeş Türkiye’ye ilk adımlarını attıklarında yıl 1929’du. Asım 18, Sabri ise 9 yaşındaydı. Kırım’da maddi durumları yerinde olan aileleri, İstanbul’a göç ederken yanlarında getirecekleri altınların bir bölümünü bir yorganın içine diğer bölümünü kızlarının eteğinin kıvrımlarına yerleştirmişti. Ancak yola çıktıkları sırada babalarına bazı kişiler önemli bir uyarıda bulundu: “Odesa Limanı’nda Bolşevikler sizi arayacak. Eğer üzerinizden para veya altın çıkarsa sizi sorgusuz sualsiz derhal Sibirya’ya sürgüne yollarlar!” Bu uyarıdan ürken babaları zor bir karar verdi ve içi çil çil altın dolu yorgan ile etek kuytu bir sokağın köşesine atıldı! Aile İstanbul’a geldiğinde, şamandıraya bağlanan gemiden çıkmak için sandal parasından bile yoksundu. Neyse ki, akrabaları onları karşılamaya gelmişti.

Kısa süre sonra Asım, Besler Bisküvi Fabrikasında çalışmaya başladı. İlkokulda okuyan kardeşi Sabri ise yaz tatillerinde Sirkeci ve Eminönü’nde Besler’in ürünlerini satıyordu. Fakat babaları işsiz olduğundan aile büyük bir geçim sıkıntısı yaşıyordu. Sabri’nin okula giderken ayağına giyebileceği doğru dürüst bir ayakkabısı bile yoktu. Babasının bir arkadaşının yaptırdığı yeni ayakkabı ayağını sıkmış ve onu Sabri’ye vermişti. Henüz bir çocuk olan Sabri, babası yaşındaki bir adamın ayakkabısıyla okula gitmek zorunda kalmıştı. Ne var ki Sabri’nin zihni, giyimi kuşamı gibi yoksul değildi. Dört işlemi neredeyse hesap makinesi hızında yapıyordu. Birgün öğretmeni ona, “Hesap yaparken sana yetişemiyorum, hangi yöntemleri kullanıyorsun?” diye sormuştu. Neyse ki babasının İstanbul’da Beyazıt yolu üzerindeki tarihi Köprülü Kütüphanesi’nde işe girmesiyle Sabri’nin ailesi parasal yönden toparlandı.

Yazının yer aldığı sayımız: 12

Yazının toplam sayfa sayısı: 11

Yazıda kullanılan kaynak sayısı: 27

Yazıda kullanılan fotoğraf, resim, tablo, grafik ve gazete küpürü sayısı: 15