Cumhuriyet’in ilanından sonra Türkiye’de
ulaştırma yatırımlarına büyük önem verilerek ülkenin dört bir yanında
demiryolları inşa edilmeye başlandı. 1924 yılında Ankara-Sivas ve Samsun-Sivas
demiryolları, yapımına girişilen ilk hatlar oldu, sonraki yıllarda bu hatlara
Kütahya-Balıkesir, Kayseri-Niğde ve Afyon-Burdur gibi birçok hat eklendi.
1930’larda Anadolu’da inşa edilen demiryolu hatla-rından birisi de
Sivas-Erzurum hattıydı. O yıllarda İzzet Özilhan adında genç bir adam ve babası
bu hat üzerinde, tahta bir barakada iğneden ipliğe her şeyi sattıkları bir
dükkân açmıştı. Memleketleri Kayseri’nin Develi ilçesi olan baba ve
oğlu, barakanın arkasındaki daracık bir yerde yatıp kalkıyor, gecelerini burada
geçiriyorlardı. Bu ikili, bir süre sonra Diyarbakır-Cizre ve Batman demiryolu
hatlarında dükkân açıp bakkaliye işinden hatırı sayılır tutarda para kazandı.
Ancak çalıştıkları yerlerde kuş uçmaz, kervan geçmezdi. Batman Köprüsü’nde
çalışırken bir gün büyük bir diş ağrısına yakalanmıştı İzzet ama orada doktor
ne gezer! O da ağrıdan kurtulmak için sonunda koca kerpeteni alıp çürüyen
dişlerini çekmeye kalkmıştı!
İzzet Özilhan, askerliğini yaptıktan
sonra 1947 yılında babasının İstanbul’da Taksim, Tepebaşı’nda kiraladığı bakkal
dükkânında çalışmaya başladı. Otelin konumu çok iyiydi. Türkiye’nin Avrupa
standartlarında ilk oteli olan, Mustafa Kemal Atatürk’ten Kral 8. Edward’a,
Alfred Hitchcock’tan Agatha Christie’ye dek pek çok ünlü devlet adamı, sanatçı
ve yazarı ağırlayan Pera Palas’ın karşısındaki Balyoz Sokağı’nın köşesindeydi.
İzzet, dükkânı görür görmez burada çalışmanın tam ona göre olduğunu düşünmüştü.
Yirmi dört saatini geçirdiği bu dükkânda gece geç saatlere dek çalışıyor,
sabaha kadar da konaklıyordu. Özilhan, yaşadığı o zorlu günleri yıllar sonra
anlatırken, “Çalışmak, öyle sanıyorum, benim genlerimde vardı. Çalışmaya
mahkûmdum.” diyecekti.
Tepebaşı’ndaki bakkal dükkânında kazanıp biriktirdiği para İzzet Özilhan’ın işini büyütmesine yardımcı oldu. Dükkânı işletmeyi babası ve kardeşine bırakıp İstanbul’un ticaret yaşamının önde gelen semtlerinden biri olan Eminönü, Tahtakale’de ortağıyla birlikte bir şirket kurup kırtasiye malzemeleri ve tuhafiye (çorap, mendil ve eldiven gibi ürünler) toptancılığına başladı. Yıllar sonra kuracağı kalem fabrikası, Özilhan’ın Tahtakale’de o günlerde öğrendiklerine çok şey borçluydu. İzzet Özilhan’ın oğlu ve toplam satış gelirine göre Türkiye’nin en büyük dördüncü holdingi olan Anadolu Grubu Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan da yaz tatillerinde Tahtakale’de işporta tezgâhı açardı. İzzet Bey, sırf oğlu ticareti sevip benimsesin diye bazı tanıdıklarına para verir, Tuncay’ın tezgâhından alışveriş yaptırırdı. Tuncay da akşamüstü sevinçle eve gelir: “Baba, bak, bugün ne kadar çok para kazandım!” derdi.
Yazının yer aldığı sayımız: 14
Yazının toplam sayfa sayısı: 15
Yazıda kullanılan kaynak sayısı: 40
Yazıda kullanılan fotoğraf sayısı: 23