“Son günlerde moda olan adalet uygulaması: Beğenilmeyen kararları veren hâkimleri cezalandırmak!”

Gazeteci Mehmet Yılmaz, son günlerin moda adalet uygulamasının beğenilmeyen kararları veren hâkimleri cezalandırmak olduğunu belirterek, “Başsavcı Akın Gürlek davasında Ekrem İmamoğlu’nun beraat etmesi yönünde oy kullanan hâkimin görev yeri değiştirildi. Hâkim, ağır ceza mahkemesi üyesi iken iş mahkemesi üyeliğine atandı. Ayşe Barım davasında ise tahliye kararı veren sulh ceza hâkimi, Tüketici Mahkemesi’ne tayin edildi. Böyle bir tabloda hangi hâkim kanunlara ve vicdani kanaatine göre karar verebilir? Hâkimlerin hiçbir güvenceye sahip olmadıkları böyle bir düzende kim bağımsız yargıdan söz edebilir?” değerlendirmesinde bulundu.
“Son günlerde moda olan adalet uygulaması: Beğenilmeyen kararları veren hâkimleri cezalandırmak!”

Yılmaz, t24.com.tr’de yayımlanan “Böyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi?” başlıklı yazısında uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan Dünya Adalet Projesi’nin 2024 yılı verilerine göre Türkiye’nin Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 142 ülke arasında 117. sıraya dek gerilediğine dikkat çekti. Bu sıralamada Türkiye’nin üste çıkabilmesi için atılması gereken ilk adımın ise hâkimleri ve savcıları aldıkları kararlarda rahat bırakmak olduğunu vurguladı.

Gazeteci Mehmet Yılmaz, AKP’nin iktidarda olduğu 2002-2024 yılları arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’nin aleyhine verdiği kararların sayısının 3 bin 363’e ulaştığını anımsatarak, “Bununla da kalmıyor, Anayasa’nın açık hükmüne rağmen AİHM kararları uygulanmıyor, mahkemeler uygulamamak için türlü gerekçeler icat ediyor.” görüşünü paylaştı.